Japonya'ya gitmek en büyük hayallerimden biriydi ki bu hayali iki yıl önce gerçekleştirdim.İkinci kere gitmek ise bir hayali iki kere gerçekleştirmek demekti.Bunun için bütün sene çalıştığım için de anlamı büyüktü.Geçen sefer sadece Tokyo'daydım.Bu defa ise Kore'den aktarmalı olarak Osaka'ya,oradan Kyoto'ya,en son olarak da Tokyo'ya gidecektik.
Gideceğimiz gün beraber yolculuk yapacağım arkadaşım (Belgin) uçak korkusu nedeniyle gitmek istemediğini söylüyordu.Ben ise o gün yaşadıklarımı anlatmak bile istemiyorum aslında ama olanları biraz anlatmazsam macera eksik kalacak.
O gün ailemle İzmit'ten hava alanına gitmek üzere yola çıktık.Yolculuğun ilk zamanları oldukça normaldi.Fakat sonra trafik iyice yavaşlamaya başladı.Önce çok panik yapmadım fakat zaman geçtikçe başta ben ve babam olmak üzere bütün aile gerilmeye başladı.Annem navigasyondan yola bakıyor boş görünen yollar bile sonradan doluyordu.O sırada hissettiklerimi bir daha asla yaşamak istemem! O kadar emeğin,paranın ve hayallerimin boşa gideceğini düşündükçe gözlerim doluyordu. Kardeşime dönüp gidemeyeceğim... gidemeyeceğim... demeye başladım.Bütün aile de daha erken çıksaydık diye birbirine girdi. Belgin'e mesaj attım.O ve ailesi çoktan gelmişti.
Ailecek yaşadığımız heyecan ve paniği anlatamam! Neyse ki check in saatine 5 dk kala hava alanına yetiştim.Deli gibi girişe koşmaya başladım.Güvenlik kapısında bekleyenlerden uçağımı kaçıracağım deyip öne geçmek için izin istedim.Sağ olsunlar sıralarını verdiler.Arkadan da kardeşim valizimi getirdi.Bu şekilde ucu ucuna yetiştim.Az önce sinir stres içinde olan ben ve ailem yetişmemle beraber pamuk gibi olmuştuk.Az bir süre uçak saatini bekleyip vedalaştık.
Uçak yolculuğumuz uyuyamayışımız dışında iyi geçti ve söylemem gerekli ki koreli hostesler baya güzel.Bütün yolculuğu "çok güzeller" "yüzleri ne güzel" "çok da hoşlar" şeklinde geçirdik.Tek sorun belki de İngilizcelerinin zor anlaşılması.Öyle ki pilot bile İngilizce anons yaptığında ne dedi ki bu? diye birbirimize soruyorduk.Yani bir şey olsa anlayamayacaktık.
Incheon Hava Alanı'na geldiğimizde sevinçliydik.O zaman aslında yabancı bir ülkede olduğumu daha çok hissettim.Çünkü Japonya benim ikinci ülkem gibi.Oysa Kore çok da ilgili olmadığım,dilini bile azıcık olsa bilmediğim bir yerdi.O yüzden insanlarla anlaşmak bana daha zor geldi.
Hava alanında Osaka'ya gideceğimiz uçak için 5 saat beklememiz gerekliydi.Biz de biraz yürüdük,güçlerimizi birleştirip yemek yedik,birazcık da oturup bekledik vee zaman çabuk geçti.
Osaka'ya 2 saatlik yol olmasına rağmen çok sallantılı bir uçuştu.Fakat yemek servisi yaptılar ki uçakta en sevdiğim şey yemek yemek.
Sonunda Osaka'ya geldiğimizde şu tabelayı görüp çooook sevindim:
Şeftalili suyum |
Haritada kaybolmuş bir adet Belgin |
Hostelimiz aynı zamanda kitap kafe gibi bir şeydi.İnternette gördüğümüzde çok sevmiştik.
Biz kızlar yatakhanesinde kaldık.Kapalı ranzalarda klostrofobi hissederim diye düşünmüştüm ama yatak çok rahat geldi.Kötü yanları; diğer kalanların sabahın köründe ses yapmaları,Koreli kızların gece gece yüz bakımı yaparken çıkardığı sesler ve sabahın dokuzunda köklenen klima ile yatakların toplanmasıydı.
Ranzamız |
Kızlar yatakhanesinde shoujo mangalar |
またね~
Havaalanına yetişme faslı, yok uçağı kaçırdım geç kaldım stresi gerçekten çok kötü. Bir sorun yaşamadan varabilmene sevindim. ^^
YanıtlaSil