22 Kasım 2014 Cumartesi

Dün ilk öğretmenler günü yemeğindeydim.Ayıp olmasın diye gittim ve pişmanım.Gece boyunca kenarda oturuldu, 3-4 kere lavaboya kaçıldı, wifi soruldu, telefona bakıldı, zorla göbek atmaya çalıştırılarak sürünüyorum şarkısı eşliğinde el şaklatıldı. Ben de insanlara uyum sağlamak istiyorum ama içimdeki bir şey onlara çok uyumsuz.Kimse bana yaklaşmasın istiyorum.Kendimi dış dünyaya kapamak istiyorum.Nasıl bir hava yarattıysam fotoğrafçı bile yanıma gelmedi.Dediğim şeyi içe kapanık insanlar anlayabilecek belki ama kalabalık bir yerde hele ki çok tanıdığım biri yoksa kendimi ruh gibi hissediyorum.Orada olup olmaması fark etmeyecek ayrı bir şeymiş gibi.


Bütün bunları geçersek moralimi yüksek tutmak için elimden geleni yapıyorum.İş konusunda bir sürü terslik var ve bazen her şey beni çok yoruyor.Sabah erken uyandığımda bir süre hareket edemeyecekmişim gibi geliyor.Bütün hayatını daha erken saatlerde kalkıp işe gidip gelerek geçiren insanlar aklıma geliyor.Şımarıklık yaptığımı düşünüyorum ama hem ruhsal hem de bedensel olarak bana zor gelen bir iş yapıyorum. Sürekli çocuk gürültüsü içinde,sabahtan akşama kadar bir yerde tıkılı kalıyorum.Bazen de cidden çekip gitmek istiyorum.Bu yüzden bu aralar elimden geldiğince kendimi kitaplara ve kendi hayal dünyama verdim. Veee tabi yazın Japonya'ya gitmek konusunda da güzel gelişmeler var! Annem gideceksen planını yap bileti ben alırım dedi ve içimden çığlık attım.Gerisi de bana kalmış.Daha misafir evi,konser bileti (Ne olur Sid konserine gidebileyim lütfeen)  vs ayarlancak. Ben bütün bunları yaptıktan sonra bir süre sessiz kalırsam bilin ki heyecandan öldüm sdhfjdf. (hala uçaktan korktuğumu da hesaba katın lütfen :' )




Tam yeni film almıştım ki makinem bozuldu. O yüzden ben de telefonumla bir şeyler çektim. O kadar fazla fotoğraf çekip,screenshot alıyorum  ki telefonumdaki 500 civarı resmi bir ara temizlemem lazım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder