10 Ağustos 2015 Pazartesi

Japonya 2 (kaybolmam-ilk purikura-sabahın köründe Shibuya-wifi ile kavuşmam-Shinjuku)

Hızımı alamayıp 2. bölümü de yazdım buyurun;

Japonya'ya gelişimin 3. günü yani pazartesi Japonca kursuna gitmem gerekiyor.Belgin ile bir gün öncesinden Shinjuku istasyonunda bir yerde buluşmak üzere sözleşiyoruz.Ben de gidiyorum ama neredeyse 40 dakika beklememe rağmen yok! Telefonla arama yapmak için 3G'yi falan çalıştırmamız gerekiyor öyle docomo'ya geçiyor.O yüzden konuşmadığımız zamanlarda kapalı ama orada açarız diye daha önceden  konuşmuştuk.Belgin'i aramaya çalışıyorum olmuyor.Bir kaç kişiye çat pat Japoncamla arkadaşıma ulaşamadığımı söylüyorum,telefon kulübesi soruyorum ama bilmiyorlar.(ve kimse İngilizce bilmiyor ya da bilmiyormuş gibi yapıyor söyleyeyim) Ben de dışarı çıkıyorum ve orada bir tane buluyorum.Para atıp arıyorum ama o da olmuyor.Tekrar istasyona gidip bu sefer farklı bir yerden sokağa çıkıyorum.

Bilginiz olsun Japonya'da free wifi bizdeki kadar yaygın değil.Yani bizde kafelerde falan hep var.Orada wifisiz günlerimde nereye sorsam yoktu.Fakat 7Eleven ve Family Mart gibi konbinilerde wifiden yararlanabilirsiniz.Ben de o gün ne yapacağımı şaşırıp kendimi bir tane 7eleven'a attım.Şans eseri Belgin de aynı zamanda olduğu yerde aynı şeyi yapmış.(O sırada annem de mesaj atmış,bir sorun yok iyiyim falan diyorum) Meğer biz birbirimizi istasyonda farklı yerlerde beklemişiz.O da kursun olduğu yere kendi gitmiş bana nasıl gideceğimi tarif etti.Ben de biraz bocalasam da kursun olduğu yeri bir şekilde buldum ama yaşadıklarım beni ciddi yormuştu.Kursun kapısında benimle aynı durumda olan bir kızla karşılaştım.Sen de mi kayboldun? Ben de zor geldim,geç kaldım falan diye dertleştik.

O gün hem yazılı hem de sözlü sınav olduk.Sözlü sınavdan biraz korkuyordum ama çok eğlenceli geçti.Kadın, arkadaşın uyuyamıyor ne yapmasını söylersin diye soruyor ve benim cevabım ise "nete kudasai" yani "uyu lütfen". Net bir insanım dsljkdfesf

Çıkışta bizim okula çok yakın olan Tokyo Dome'a gittik ve ilk purikuramızı da orada çektik.Çok eğlenceliydi!! Kİ BİZ BİR AYDA 10 TANE ÇEKİLDİK!







Diğer yazımda kendimi biraz kötü hissettiğimi söylemiştim.O gün hala iştahım yerine gelmemişti ama kendimi daha iyi hissediyordum.Kaldığım yere döndüğümde de yiyecek bir şeyler alıp yürüyüş yaptım.Bir animenin mekanında yürüyormuşum gibiydi.





Ertesi gün sabahın köründe uyandım.Galiba 7'diydi.Kendime dedim ki "JAPONYA'DASIN!!" ve hazırlanıp Shibuya'ya doğru yola çıktım.Oradaki Starbucks'ta wifi olduğunu da öğrenmiştim ama 10'da açılıyormuş.Saat daha 9'du ben de normalde felaket kalabalık olan Shibuya'nın o saatte daha sakin olan sokaklarında yürüdüm.


Uzun süre Family Mart'ta oturup bedava wifi sömürdükten (sağolsunlar beni kovmadılar) sonra Starbucks'a geldim.Kendime yukarıda güzel bir yer bulup Shibuya Crossing izledim ve herkesin çektiği bu fotoğrafı çektim (çok özlüyorum of)


Orada oturken yanında oturun adamın elinin yanında pocket wifi'yi gördüm ve hemen nereden aldı nasıl kiraladı sordum.Kiraladığı yer çok yakındı.Bulmam çok kolay oldu (galiba cidden şanslı bir insanım) Oradaki görevli de ingilizce biliyordu.Ülkemde öğrenci değilim ama Japonya'da öğrenciyim dedim.O da ilgilendi ve bana öğrenci indirimi yaptı haha .Böylece bir aylık pocket wifima,bebeğime kavuştum.O gün linenıma da bunu koymuşum;


Ertesi günün olayı da Shinjuku'ya gidip,seifuku ile purikura çekilmemizdi.Orada bi game centerda 100 yene kostüm kiralayabiliyorsunuz.

O gün yine yağmurluydu tabi ki
Yup

Aslında orada bu şekilde gezinirken biraz utandım ama çok eğlenceliydi.Bunu da yapmadık dememiş olduk.Umarım bir daha gideriz ve başka kostümlerle de çekiliriz.(lütfeeeen)

To be continued...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder