9 Eylül 2015 Çarşamba

Japonya 8 (Ghibli Müzesi!!!)

Japonya'da en çok görmek istediğim yerlerden biri Ghibli Müzesi'ydi. Fakat bilet almak için Lawson'a  gittiğimizde bütün günleri ve saatleri ısrarla denememize rağmen hepsi dolu görünüyordu.Bir de yine bilet sorduğumuz bir Lawson'da görevli çocuk makineden baktıktan sonra uzata uzata "dekinai~ (yapamamak)"  deyince, biz de yapamadığımız her şeye aynı tonlamayla "dekinaaaaaai" demeye başladık.Yani "atsui" ve "suzushii"den sonra üçüncü en çok kullandığımız kelime o olmuştu. Neyse gidemeyeceğim diye çok korkmuştum ama sağ olsun Japonca hocamızın arkadaşı bize bilet ayarladı.


Durakta da Totoro var tabi

O gün bir kaç trenle müzenin olduğu yere vardığımızda,istasyonun yakınlarındaki duraktan bilet alıp müzenin özel otobüsüne bindik.Bu tatlı otobüs bizi müzenin girişine kadar bıraktı.


ve giriş

Müze için sıraya girip "wuaaaaaa süper" şeklinde sağa sola bakarken  hep fotoğraflarda görüp gitmek istediğim yerde olmak çok güzel bir duyguydu. (bana şurada bir iş verseler ne olur.)




Gişe kısmına geldiğimizde ise bize sinema salonunda kısa film izlemek için bilet ve müze broşürü verdiler.Ne yazık ki içeride fotoğraf çekmek yasak.Bu benim gibi her anı çekip beynine kazımak isteyen bir insan için kötü bir şey.Fakat bir yandan da o anları sadece yaşayıp fotoğraf çekmek için uğraşmamak da güzeldi. (gerçi bir tane çektim hehe)

İçeride ilk girdiğimiz odada üç boyutlu resimler,çeşitli animasyon teknikleri ve mekanizmalar vardı.Hepsini teker teker inceledik.Sonra kısa film izlemek üzere sinema salonunun oraya gittik.10-15 dakika sırada bekledikten sonra bizi içeri aldılar.Şirin sinema salonunda hemen kendimize güzel bir yer kapıp oturduk.Görevli izleyeceğimiz film hakkında bilgi verdikten sonra,salonun yuvarlak camları kapandı.Orada izletilen kısa filmler içinde bize denk gelen Mizugumo Monmon'du.Her Ghibli filmi gibi çok tatlıydı ve müzikleri çok güzeldi.

Sinemadan sonra Miyazaki'nin çizimlerinin ve eşyalarının olduğu odaya gittik.Orada bir çok filmin alıp evinize götürmek isteyeceğiniz çizimleri vardı.Zaten mevcut olan hayranlığım kat kat arttı!! Yukarıdaki katta  ise çocukların içinde oynadığı büyük bir nekobus bulunuyordu.Yetişkinler için de yapsalarmış ya! Biz de içinde fotoğraf çekilirdik.


Ve müzenin içinden çektiğim fotoğraf  (beni şikayet etmeyiniz)
Müzenin tavanı bu şekildeydi.

Müzenin içinde bir kitapçı bir de Ghibli ürünlerinin satıldığı yer var.Tabi orada ben yine her şeyi almak istedim (cries.......) Bir tane minik Totoro,sticker ve rozet ile oradan ayrıldım.Bir dahaki gelişimde aklımda kalanları da alacağım.


Binanın dışındaki kule gibi yerden çıkarak meşhur Laputa robotu (onun bir ismi var mıydı?) ile herkes gibi biz de fotoğraf çekildik.




Ardından da  hep gitmek istediğim Ghibli Cafe'ye gittik! İçeri girmek için dışarıda bir süre bekleyip menüye baktık.







Garsona içeride fotoğraf çekebiliyor muyuz diye sordum ve yasak olduğunu söyledi.Fakat masamızın etrafını çekebilirmişiz.Daha önce tumblrda görüp yemek istediğim çilekli pastalardan söylemiştik.Fotoğraf çekme merasimini bitirdikten sonra kocaman pastadan eser kalmadı.Cidden güzeldi.



Kafeden çıktıktan sonra da dışarıyı dolaştık.O kadar büyük bir yer değil ama orada olmak ve Ghibli filmi gibi olan havası bile yetiyor.




Gelirken zaten Totoro'nun olduğu yerde fotoğraf çekilmiştim.Dönerken de bir kaç tane daha çekilmek isteyince Belgin "yine mi?" dese de kırmadı tabiiii.Ben de hevesimi aldım.



Gezimiz biterken ben hala oradan ayrılmak istemiyordum.İnsan orayı gezerken cidden çocuk gibi mutlu oluyor.Hatta düşünüyorum da o gün hayatımın en mutlu günlerinden biriydi.Umarım tekrar orayı görebilirim.O zamana kadar beni bekle Totoro!




To be continued...


2 yorum:

  1. Okurken yerimde senin adına sevindim vallahi :D Diğer yazılarını da merakla bekliyoruz ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mutlu oldum! (ノ・∀・)ノ daha devam edecek

      Sil